Mehmet Göktaş
İlahiyatçı - Yazar
mehmethoca2@hotmail.com Kendi kendimize şöyle bir düşünüp soralım ve samimi olarak cevap verelim: “Bir Müslüman olarak namazı seviyor muyuz? Her zaman için namaz kılmayı seven bir insan mıyız?”
“Namaz vakti gelse, ezan okunsa, namaz kılsam, canım namaz kılmak istiyor...” diyor muyuz hiç?
Midemizin açlık hissettiği ve bir şeyler yemek istediği gibi, günün belirli vakitlerinde namazın açlığını hissedip namaz kılma arzusu geliyor mu içimizden?
Karnımız iyice acıktığı zaman yanımızdakilerin konuştuklarını anlamaz hâle gelerek aklımızı yemeğe taktığımız gibi, namaza olan açlığımızdan dolayı da aynı durum meydana geliyor mu? Kafamızı namaza taktığımız oluyor mu?
Bazen canımız bir şey istediğinden dolayı belirli bir öğün olmadığı halde mutfağa girip bir şeyler atıştırdığımız gibi, farz olan vakitlerin dışında gönlümüz namaz kılmak istiyor mu, durup dururken iki rekât namaz kıldığımız oluyor mu?
Sözü uzatmadan söyleyelim: Allah Tealâ ile beraber olmayı arzuluyor muyuz?
Ezan sesi bizde nasıl bir etki yapıyor, ezanı duyduğumuzda çok müthiş bir müjdeli haber almışçasına gözlerimizin ışığı parıldıyor mu? Ezanın sözlerini tahlil ettiğimiz oluyor mu; tekbirler, tevhidler ve şehadetler kulağımıza ulaştığında ruhumuzun derinliklerine kadar ulaşıyor mu?
“Biraz sonra Allah Tealâ ile beraber olacağım. Rabbimin huzuruna varıp samimî bir şekilde kendimi O’na arz edeceğim. O’nun Kelâmını O’na okuyacağım ve O da beni dinleyecek. Her taraftan üzerime çullanan ve içerisinde boğulduğum şu atmosferden kurtulacağım. Beni boğmaya çalışan şu karanlıktan sıyrılacağım. Hepsini arkama atacağım. Beni Yaratanın huzuruna varacağım. O’nunla sanki yüz yüze geliyor gibi olacağım. O’na hâlimi arz edeceğim. Şu anda ne kadar mutluyum, ne güzel!” gibi duygu ve düşünceler geçiyor mu içimizden?
Samimî olarak cevap verelim: Sonra bu düşüncelerimiz bir bir gerçekleşiyor mu? Yani, Allah Tealâ’nın huzuruna vardığımızda O’nunla gerçekten sağlıklı bir iletişim kurabiliyor, beraber olabiliyor muyuz? Bunun en önemli belirtisi olarak da O’nunla olan bu beraberliğimizi uzatmak istiyor ve uzatıyor muyuz? Kıyamımızı, kıraatimizi, rükûumuzu, secdemizi ve son oturuşumuzu, yani her bir rüknü kendi içerisinde uzatıyor muyuz?
Evet, sırf Allah Tealâ ile olan beraberliğimizden dolayı uzatabiliyor muyuz rükünlerimizi, yani namazımızı?
Namaz bize ne verdi şimdiye kadar? Şu ana kadar kıldığımız namazlar bizi nereden nereye getirdi? İdeal bir namaz bir insana ne verebilir, nereden nereye getirebilir, biz bunun ne kadarını elde ettik?
Namazımız, çevremizdeki insanların fark edebileceği bir şekilde bizim şahsımızda bir değişiklik yaptı mı?
Namazla dirilişimiz, bu hayatî sorulara samimiyetle cevap vermekle mümkün olacaktır.