nihat
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 02/03/09 Yaş : 58 Nerden : hançukur, elmasuyu, malatya
| Konu: Jinekolojik İnfeksiyonlar Salı Mart 10, 2009 1:11 am | |
| Vajinal Enfeksiyonlar En sık görülen enfeksiyonlar vajinal enfeksiyonlardır. Vajiniti olan kadınların en önemli yakınmaları, kaşıntı ve yanma hissi, koyu renkli ve kötü kokulu vajinal akıntı, idrar yaparken yanma ve cinsel ilişki sırasında ağrıdır. Mantarlar, bakteriler ve bazı parazitler enfeksiyonlara yol açabilir.
Mantar enfeksiyonları gebelikte, antibiyotik ve doğum kontrol hapı kullananlarda ve şeker hastalarında sık görülür. Mantara bağlı vajinitlerde beyaz renkli, ve peynirimsi bir akıntı olur.
Trikomanas adı verilen parazitin yol açtığı enfeksiyonlarda ise daha çok yeşil renkli bir akıntı görülür. Bakterilerin neden olduğu vajinitlerde akıntı sarı renkli ve kötü kokuludur.
Vajinitlerin tanı ve tedavisi kolaydır. Etkene yönelik tedavi uygulanacağından doktora başvurmak gerekir.
Serviks (Rahim Ağzı) Enfeksiyonları Klamidya, Gonore (bel soğukluğu) ve Herpes Simpleks virusünün yol açtığı enfeksiyonlar sık görülür.
Tedavileri geciktiğinde yol açtıkları kalıcı hasarlar nedeni ile bu enfeksiyonların erken tanı ve tedavileri çok önemlidir.
Klamidya Enfeksiyonları Cinsel temas yolu ile geçen hastalıkların en sık görülen ve en önemli olanlarından biridir. Klamidya enfeksiyonları kokusuz sarı renkli akıntı, adet dönemlerinin ortasında kanama, cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olabileceği gibi hiç bulgu vermeden ilerleyerek tüplerde tıkanıklık ve yapışıklıklar oluşturarak kısırlığa neden olabilir.
Çocuğu olmayan çiftler klamidya enfeksiyonu yönünden de incelenmelidir.Hastalık gerekli laboratuvar incelemeleri ile tespit edildikten sonra antibiyotik tedavisi uygulanır. İlerlemiş vakalarda laporoskopi ile tüplerde tıkanıklık tespit edildiğinde tüp bebek tedavisi önerilir.
Gonore (Bel Soğukluğu) Cinsel temas yolu ile bulaşan diğer önemli enfeksiyon gonoredir. Bu enfeksiyon kadınlarda bulgu vermeyebileceği gibi vajinal akıntı, bel ağrısı ve adet düzensizliklerinede neden olabilir.
Enfeksiyon kan yolu ile yayılarak çok daha ciddi tablolar oluşturabilir. Tüplerde tıkanıklık ve yapışıklıklar oluşturarak kısırlığa neden olabilir. Hastalık teşhis edildikten sonra tedavisi kolaydır.
Herpes Simpleks Virüs Enfeksiyonları Uçuk virüsü olarak bilinen bu virus genital organlarda ağrılı ülserler oluşturur.
Ülserler çok ağrılıdır ve kadına büyük rahatsızlık verir. Ateş, kas ağrıları ve yorgunlukda tabloya eşlik edebilir. Cinsel ilişki ile bulaşan enfeksiyon sık sık tekrarlama eğilimindedir.
Tekrarlayan enfeksiyonlar daha hafif seyreder. Adet kanamasından 5-10 gün önce enfeksiyon başlar. Kronik bir enfeksiyon olan herpesin kesin tedavisi yoktur, tedavi semptomatik yani virüsün yol açtığı rahatsızlıkların, ağrının giderilmesini ve oluşan ülserlerin çabuk iyileştirilmesini amaçlar.
Gebelikte herpes enfeksiyonları çok önemlidir. Yeni doğanda yaygın herpes enfeksiyonuna ve ensefalite (beyin iltihabı) neden olur. Aktif herpes enfeksiyonu olan gebeler sezeryan ile doğum yapmalıdır.
Frengi ; Bir bakterinin neden olduğu bu hastalık hayatı tehtit edebilir. Enfeksiyon çoğunlukla cinsel yolla bulaşır. Etkin antibiyotiklerin bulunması ile frengi vakalarında belirgin bir azalma tespit edildi.
Gebelikteki frengi vakalrında bebekte etkilenebilir ve yenidoğanın ağır tabloları ortaya çıkar. Frenginin ilk bulgusu çoğunlukla genital bölgede ağrısız yumuşak kabartılardır. Eğer tedavi edilmezse bu durum kendiliğinden kaybolur ve bakteri vücutta kalıcı olur.
Bir süre sonra (3 hafta-6 ay) vücuda yayılan kızarıklıklar oluşur. Genital bölgede gri renkli yaralar belirir, ve genel olarak ateş, yorgunluk, boğaz ağrısı ve saç dökülmesi görülür. Eğer bu dönemdede tedavi edilmez ise bir süre sonra vücudun kalp, beyin ve sinir sistemi gibi hayati organlarını etkileyebilir.
Enfeksiyon bu aşamada vücutda kalıcı hasarlar oluşturabilir ve yaşamı tehtid edebilir. Günümüzde frenginin teşhis edildiğinde etkin tedavisi mümkündür. Tedavide her iki eşin aynı esnada tedavisi gereklidir.
Genital enfeksiyonların önlenmesi, tanı ve tedavisi Jinekolojik enfeksiyonların hepsi her zaman bulgu vermeyebilir. Bu nedenle düzenli kontroller çok önemlidir. Bazı hastalara üreme kanallarında enfeksiyona bağlı kalıcı hasar oluştuğu söylendiğinde bunu kabullenmekde zorluk çekerler, çünkü enfeksiyon geçirdiklerini hatırlayamazlar. Bu enfeksiyonlara sub-klinik, yani klinikde hiç bir bulgu vermeden oluşan enfeksiyonlar denir.
Bu enfeksiyonların tanısını düzenli kontrollerle koymak mümkündür. Vajinal veya servikal (rahim ağzından) alınan örneklerde yapılan laboratuvar incelemelerle enfeksiyon etkenini saptamak çoğu zaman mümkündür. Etken olan mikro-organizmanın tanımlanması tedavinin etkili olması açısından çok önemlidir.
Uygun antibiyotik kullanımı ile kesin sonuç almak mümkündür. Geç kalınan durumlarda enfeksiyonun karın içine yayılarak pelvik enflamatuvar hastalık diye adlandırdığımız ve ateş, titreme gibi sistemik bulguları beraberinde gösteren ve üreme organlarında kalıcı hasarlar oluşturan klinik tablolarla karşılaşılabilir.
Enfeksiyondan şüphelendiğinde derhal doktora başvurulmalı. Rastgele kullanılan antibiyotikler etken miro-organizmanın direnç kazanmasına ve tedaviyi dahada güçleştirerek, durumun uzamasına neden olabilir.
Çok eşlilik genital enfeksiyonlarda riski arttırır. Bu nedenle bazı batılı toplumlarda hijyen (vücut ve çevre temiziği) iyi olmasına rağmen genital enfeksiyonlara sık rastlanır. Evli yada cinsel yaşamı olan çiftlerde tedavide bazen hem kadının hemde erkeğin değerlendirilmesi ve tedavisi gerekir.
Vücut ve yaşanılan çevreninde temizliği önemlidir. Buna dikkat edilmeli. Fakat, genital bölgenin temizliği abartılmamalı, ve genital temizlik için kimyasallar kullanılmamalı. Çünki vücudun tüm mukazal yüzeylerinde (vajen, ağız, burun v.s) flora diye adlandırılan koruyucu bir mikro-organizma popülasyonu vadır. Aşırı temizlik ile bu mikro-organizmaların uzaklaştırılmasıda enfeksiyona zemin hazırlar.
Prezervatif: Korunmanın en iyi yolu Genital enfeksiyonlar çoğunlukla cinsel yolla bulaşır. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar çok çeşitlidir ve en tehliklileri arasıda AIDS, Hepatit B (B tipi sarılık), frengi, bel soğukluğu, Herpes virüsü ve bazı bakteriler yer alır.
Aslında bir doğum kontrol yöntemi olan prezervatif kullanımı, bu enfeksiyonların aktif olduğu dönemde yayılımını önlemek için en etkin korunma yöntemidir.
Çiftler tarafından her nekadar itici bir yöntem olsada, basit ve etkindir. Enfeksiyon halinde vücut sıvıları bu saydığımız mikroorganizmaları barındırırlar.
Bir bariyer yöntemi olan prezervatif ilişki halinde bu sekresyonların bir birine temasını önleyerek enfeksiyonun bir eşden diğerine geçişini engeller.
Bazı virüs enfeksiyonları vücutta kalıcı olabilir, ve vücut direncinin azaldığı dönemlerde aktif hale gelir.
Bu kalıcı virüs enfeksiyonlarında devamlı prezervatif kullanımı enfeksiyondan korunmada çok önemlidir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yayılmasında çok eşlilikde önemli bir etkendir. Sağlıklı bir cinsel yaşamda hijyen, düzenli doktor kontrolü, tek eşlilik ve enfeksiyonun yayılımını önlemede prezervatif kullanımı şarttır. | |
|